Macaristan'da sığınmacılar için referandum

Avrupa Birliği (AB) kotaları çerçevesinde payına düşen bin 294 sığınmacıyı kabul etmek istemeyen Macaristan'da düzenlenen referandumda oy verme işlemi başladı.

Ülkede, 8 milyon 272 bin 625 kayıtlı seçmen, başkent Budapeşte ve diğer kentlerde kurulan 10 bin 331 sandıkta oy kullanabilecek.

Oy verme işlemi yerel saatle 19.00'a (TSİ 20.00) kadar sürecek.

Ana muhalefetteki Macaristan Sosyalist Partisi'nin yanı sıra (MSZP) birçok muhalefet partisinin boykot ettiği referandumda hükümet partisi Fidesz ve muhalefetteki Jobbik, seçmenlerine, referandumda yöneltilen "AB'nin, Macar vatandaşı olmayan kişileri, Ulusal Meclisin onayı olmadan Macaristan'a yerleştirmesine karar vermesini kabul ediyor musunuz?" sorusuna "Hayır" oyu vermesi çağrısı yapıyor.

Ulusal Seçim Ofisi, referandumun geçerli olabilmesi için 4 milyon 136 bin 313 oy kullanılmasına ihtiyaç olduğunu ve yurt dışında kayıtlı yaklaşık 270 bin seçmenden 121 bininin oy kullandığını açıkladı.

Referandum öncesi araştırma şirketlerinin yaptığı son anketler, katılımın yüzde 50 civarında olduğunu gösteriyor.

AB'nin 160 bin sığınmacıyı üye ülkeler arasında belirli kotalarla dağıtma planında, sadece bin 294 sığınmacı kabul etmesi gereken Macaristan'da hükümet 24 Şubat'ta referandum kararı almış, "Avrupa Birliği'nin, Macar vatandaşı olmayan kişileri, Ulusal Meclisin onayı olmadan Macaristan'a yerleştirmesine karar vermesini kabul ediyor musunuz?" sorusunun yöneltileceğini açıklamıştı.

AP'DEN MACARİSTAN'A TEPKİ
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Macaristan'ı bugün düzenlenen referandumla ilgili eleştirdi.

Alman Funke Medya grubuna yaptığı açıklamada "Macaristan'ın AB içerisindeki dağıtım planına göre sadece bin 300 sığınmacı alması gerekiyordu. Bunu referanduma götürmek tehlikeli bir oyun" ifadelerini kullanan Schulz, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın AB temel değerlerini ihlal ettiğini söyledi.

Schulz,"Orban, Macaristan'ın da katkısıyla yapılan Avrupa Birliği mevzuatının yasallığını tartışmaya açıyor" dedi.

Sığınmacı krizinde dayanışma göstermeyen ülkelerin ekonomik yönden cezalandırılmasını savunan Schulz, şu anda AB'ye net katkı sunan ülkelerin sığınmacı politikasının ana yükünü üstlendiğine dikkat çekti. Schulz,"Bazı alıcı ülkeler şayet AB içerisindeki dayanışmadan faydalanma hakları olduğunu düşünüyorlarsa ve kendileri dayanışma sergilemiyorsa, AB harcama planları gözden geçirilirken bu eminim tartışılacaktır" dedi.

Schulz, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn tarafından gündeme getirilen Macaristan'ın AB'den çıkartılması önerisini ise faydalı bulmadığını söyledi.