Katalonya'da işler karıştı
Giriş:
28.09.2015
00:00
Güncelleme:
28.09.2015
18:09
İspanya'nın doğusundaki Katalonya özerk yönetiminde 27 Eylül Pazar günü yapılan seçimlerde blok halinde hareket eden bağımsızlık yanlısı partiler parlamentoda çoğunluğu sağlasalar da oy oranları yüzde 50'nin altında kaldı. Seçim sonuçları ne ayrılıkçı Katalanları ne de İspanya'nın bütünlüğünü savunanları tatmin etti.
2010 yılından bu yana ayrılıkçı girişimlerin yoğunlaştığı Katalonya'da son 5 yılda 3'üncü kez özerk yönetim seçimlerine gidildi. Ancak Katalonya'da bağımsızlık talebi için yapılan yoğun gösterilere ve siyasi ittifaka rağmen ayrılıkçılar için psikolojik sınır kabul edilen yüzde 50'lik eşik aşılamadı.
27 Eylül'deki seçimlerin sonucuna göre bağımsızlık talebiyle oy isteyen "Junts pel Si" (Evet için Birlik) ittifakı yüzde 39,54, Halk Birliği Adaylığı (CUP) ise 8,21 oy oranı elde ederek, toplamda 47,75'lik oy oranına ulaşabildi. 135 sandalyeli Katalan parlamentosunda "Junts pel Si" 62 ve CUP 10 milletvekili çıkardı. Bu iki parti yerel parlamentoda çoğunluğu sağlasalar da 2012 yılında yapılan son seçimlere göre milletvekili sayıları azaldı. Zira 2012 yılındaki seçimlerde, şu anda "Junts pel Si" adlı ittifak kuran iki siyasi partiden Yönelim ve Birlik Koalisyonu (CIU) 50 ve Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) 21 ve CUP 3 olmak üzere Katalan parlamentosunda toplamda 74 bağımsızlık yanlısı milletvekili mevcuttu.
Katalonya'da bağımsızlık karşıtı partiler parlamentoda azınlık olsalar da toplamda yüzde 52'yi aşan oranda destek bulmaları bağımsızlık yanlılarının işini zorlaştırdı.
Katalonya'da muhafazakar sağ görüşlü bir siyaset izleyen CİU'nun büyük ortağı "Katalonya Demokratik Yönelimi" (CDC) ile sol ve Katalan milliyetçisi olan ERC'nin sadece bağımsızlık talebiyle oluşturduğu "Junts pel Si" ittifakı Katalonya'yı yönetebilmek için, radikal sol ve Katalan milliyetçisi görüşlerinden dolayı bu zamana kadar anlaşamadığı CUP ile koalisyona girmek zorunda kalacak.
Öte yandan 2010'dan bu yana İspanya'nın öncelikli sorunu olan Katalonya krizi, gelecek aylarda ve yıllarda da Madrid yönetiminin başını ağrıtmaya devam etmesi bekleniyor. Çünkü yapılan siyasi analizlerde, bağımsızlık yanlıları oylarını artırmayı başaramasa da Katalonya'da iktidarda kalmaya devam edecek olmalarının bağımsızlık yanlısı girişimlerin ülke gündemindeki yerini korumaya devam edeceği anlamına geldiği genel hakim görüş.
Ayrıca İspanya'da iktidarda olan Halk Partisi'nin (PP) Katalonya'daki kolu PPC'nin bu seçimlerde 2012 yılına nazaran yaklaşık yüzde 30'luk oy kaybına uğraması da merkezi hükümetin katı tutumuna bir tepki olarak yorumlanıyor. Katalonya'da kısa vadede bağımsızlık süreciyle ilgili önemli bir adım öngörülmezken Aralık ayında İspanya'da yapılacak genel seçimlerin sonuçları bekleniyor. Son anketlerde koalisyon ihtimali ağır basıyor.
- İspanya'nın zengin özerk bölgesi Katalonya
İspanya'nın en zengin özerk bölgelerinden biri olan Katalonya, ülkenin 1 trilyon avronun biraz üzerinde olan gayri safi yurtiçi hasılasının beşte birine yakınını karşılıyor. İspanya'nın ihracatının dörtte biri Katalonya'dan gerçekleştirilirken, turizm gelirlerinde de Katalonya ilk sıralarda yer alıyor.
Katalonya'nın en büyük ekonomik sorunu ise yüksek kamu açığı ve borçlanma ile yüzde 19'u aşan işsizlik. 17 özerk yönetimden oluşan İspanya'nın yıllık milli gelirinin yüzde 19'u Katalonya'dan gelirken, kişi başına düşen milli gelirde Madrid (31 bin avro), Bask (29 bin 683 avro), Navarra (28 bin 124 avro) özerk bölgelerinden sonra Katalonya 26 bin 683 avro ile dördüncü sırada yer alıyor.
KATALONYA'YI DİNLEMEYE HAZIRIM
İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, Katalonya özerk yönetimindeki seçimlerin sonucuyla ilgili yaptığı değerlendirmede "Ulusal egemenliğe, yasalara, İspanyolların eşitlik ve özgürlük haklarına karşı olmadığı sürece Katalonya'yı dinlemeye hazırım" dedi.
Bağımsızlık yanlısı siyasi ittifak "Junts pel Si"nin kazandığı seçim sonrası başbakanlık konutu Moncloa'da basına açıklamalarda bulunan Rajoy, İspanyol hükümetinin Katalonya krizi karşısında izlediği genel tavrı korudu.
Rajoy, Katalonya'da yapılan seçimlerin "bazılarının gördüğü gibi plebisit değil, İspanyol Anayasası ve Katalonya statüsü gereği özerk yönetim seçimleri olduğunu" söyledi.
Katalonya'da ayrımcılık isteyen siyasi partilerin aldığı toplam oy oranının yüzde 47 olmasından dolayı "sandıktan bekledikleri desteği alamamışlardır" yorumunu yapan Rajoy, bağımsızlık yanlılarının "hiçbir yasal dayanaklarının olmadığını" savundu.
Katalonya'da yeni kurulacak özerk yönetim hükümetine "Katalonya'nın bir kısmı için değil genelinin ihtiyaçlarına karar vermek, Katalonya'nın sosyal ve ekonomik refahı için çalışmak gerekir. Katalonya'da son yıllarda meydana gelen kırılmaların aşılması lazım" çağrısında bulundu.
Katalonya'nın çok çoğulcu bir siyasi yapıya sahip olduğunu ve bunun seçim sonuçlarında da çıktığını vurgulayan İspanya Başbakanı, Katalonya'daki yeni hükümetin "kurumlara bağlı, yasalar içinde olan yapıcı diyalog kurması gerektiğini" savundu. Rajoy, diyaloğun herkes için sağlıklı olacağını gerek Katalonya'daki özerk yönetim gerekse İspanya'daki muhalefet partileri ile diyaloğa hep açık olduğunu ancak hiçbir zaman yasaları dışlayan, ulusal egemenliğe karşı olan bir diyaloğa girmeyeceklerini yineledi.
Rajoy, Katalonya'daki seçimlerin sonuçlarını, Genel Başkanı olduğu Halk Partisi'nin ulusal yönetim kurulunda da bu akşam analiz edeceklerini söyledi.
Öte yandan İspanya'da muhalefette olan Sosyalist İşçi Partisi'nin (PSOE) lideri Pedro Sanchez'de ise yaptığı değerlendirmede, Katalonya Başkanı Artur Mas'ın "ayrımcılık politikasının iflas ettiğini kabul etmesi gerektiğini" söyledi.
Sanchez, Katalonya'da vatandaşların çoğunluğunun bağımsızlığa karşı oy kullandığını belirterek, seçimleri kazanan ancak yeterli çoğunluğu elde edemeyen Junts pel Si'nin koalisyon kuracağı tek siyasi parti olarak gözüken Halk Partisi Adaylığı (CUP) partisine de uyarıda bulunan Sanchez, "Sistem karşıtı olan, yasallığı kabul etmeyen, Katalonya'yı AB ve Avro dışında tutmak isteyen bir partiyi iktidar ortağı yapmak isteyenler bunun sorumluluğunu üzerine alırlar" dedi.
BAĞIMSIZLIK YOL HARİTASINI UYGULAYACAĞIZ
İspanya'nın doğusundaki Katalonya'da özerk yönetim parlamentosu seçimini kazanan "Junts pel Si"nin (Evet İçin Birlik) bloku liderleri, bağımsızlık sürecinde vaat ettikleri yol haritasını hayata geçirmek için tüm meşruluğa sahip olduklarını savundu.
Seçim sonuçlarını değerlendiren "Junts pel Si"nin adayı Raül Romeva, Katalonya başkanı ve Katalonya Demokratik Yönelimi (CDC) lideri Artur Mas ve Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) lideri Oriol Junqueras, 135 sandalyeli Katalan parlamentosunda 62 milletvekili çıkartmalarının "bağımsızlığa evet'in açık bir şekilde kazanması" olarak niteledi.
"Yol haritamızı uygulayacağız" diyen Romeva, buna rağmen "Katalonya'da gelecek 18 ayın sonunda bağımsızlık ilan edilmesi" vaatlerini gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği yönündeki soruları cevapsız bıraktı.
Romeva ayrıca "Katalonya'yı yönetmek ve yol haritamızı uygulamak için açık bir yetki aldık. Bunu müzakere ve diyalog ederek yapacağız. Katalonya'yı referanduma (bağımsızlıkla ilgili) götürmek istiyoruz. Ama İspanya'dan ve Avrupa'dan gelecek cevapları beklemek gerekecek" dedi.
Romeva, Katalonya'da iktidara gelebilmeleri için koalisyon kurabilecekleri veya dış destek alabilecekleri tek siyasi parti olan, 10 milletvekiline sahip Halk Adaylığı Birliği (CUP) partisiyle en kısa zamanda görüşmelere başlayacaklarını söyledi.
Bu arada Junts pel Si ile CUP arasında yapılacak görüşmeler öncesinde ortaya çıkan en temel sorun ise Artur Mas'ın Katalonya özerk yönetim başkanı olarak devam edip etmeyeceği konusu.
"Junts pel Si" ittifakını kuran iki siyasi parti, anlaşma şartları arasında bulunan Artur Mas'ın yeniden Katalonya özerk yönetim başkanı adayı olarak gösterilmesi hususunda bir değişiklik olmadığı Raül Romeva tarafından açıkça dile getirilirken, CUP tarafından yapılan açıklamalarda, Artur Mas'a olası bir Katalonya özerk yönetim başkanlığı için destek verilmeyeceği bildirildi.
CUP adına basın toplantısı düzenleyen liste başı adayı Antonio Banos ve ikinci sıra adayı Anna Gabriel, "Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Bağımsızlık süreci bir kişiye ait değildir. Yolsuzluklara adı karışan ve kemer sıkma politikaları uygulayan hiç kimseye görev vermeyeceğiz" diyerek, Artur Mas'ın yeniden Katalonya özerk başkanı olmasına karşı çıkacaklarını ima etti.
CUP temsilcileri ayrıca, Katalonya'daki seçimlere "plebisit seçim olarak bakıldığında bağımsızlığın yüzde 50'ye ulaşamamasından dolayı tek taraflı bağımsızlık ilanından vazgeçmek gerektiğini" de söyledi.
Buna rağmen, "Katalonya'nın çoğunluğunun radikal bir değişim istediğini ve bunu sandıkta gösterdiklerini" savunan Banos ve Gabriel, "İspanya'dan ayrılmak ve kapitalist sistemi yıkmak için çalışmaya devam edeceğiz. Hedeflerimizde hiçbir değişim yok" diye konuştu.
27 Eylül'deki seçimlerin sonucuna göre bağımsızlık talebiyle oy isteyen "Junts pel Si" (Evet için Birlik) ittifakı yüzde 39,54, Halk Birliği Adaylığı (CUP) ise 8,21 oy oranı elde ederek, toplamda 47,75'lik oy oranına ulaşabildi. 135 sandalyeli Katalan parlamentosunda "Junts pel Si" 62 ve CUP 10 milletvekili çıkardı. Bu iki parti yerel parlamentoda çoğunluğu sağlasalar da 2012 yılında yapılan son seçimlere göre milletvekili sayıları azaldı. Zira 2012 yılındaki seçimlerde, şu anda "Junts pel Si" adlı ittifak kuran iki siyasi partiden Yönelim ve Birlik Koalisyonu (CIU) 50 ve Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) 21 ve CUP 3 olmak üzere Katalan parlamentosunda toplamda 74 bağımsızlık yanlısı milletvekili mevcuttu.
Katalonya'da bağımsızlık karşıtı partiler parlamentoda azınlık olsalar da toplamda yüzde 52'yi aşan oranda destek bulmaları bağımsızlık yanlılarının işini zorlaştırdı.
Katalonya'da muhafazakar sağ görüşlü bir siyaset izleyen CİU'nun büyük ortağı "Katalonya Demokratik Yönelimi" (CDC) ile sol ve Katalan milliyetçisi olan ERC'nin sadece bağımsızlık talebiyle oluşturduğu "Junts pel Si" ittifakı Katalonya'yı yönetebilmek için, radikal sol ve Katalan milliyetçisi görüşlerinden dolayı bu zamana kadar anlaşamadığı CUP ile koalisyona girmek zorunda kalacak.
Öte yandan 2010'dan bu yana İspanya'nın öncelikli sorunu olan Katalonya krizi, gelecek aylarda ve yıllarda da Madrid yönetiminin başını ağrıtmaya devam etmesi bekleniyor. Çünkü yapılan siyasi analizlerde, bağımsızlık yanlıları oylarını artırmayı başaramasa da Katalonya'da iktidarda kalmaya devam edecek olmalarının bağımsızlık yanlısı girişimlerin ülke gündemindeki yerini korumaya devam edeceği anlamına geldiği genel hakim görüş.
Ayrıca İspanya'da iktidarda olan Halk Partisi'nin (PP) Katalonya'daki kolu PPC'nin bu seçimlerde 2012 yılına nazaran yaklaşık yüzde 30'luk oy kaybına uğraması da merkezi hükümetin katı tutumuna bir tepki olarak yorumlanıyor. Katalonya'da kısa vadede bağımsızlık süreciyle ilgili önemli bir adım öngörülmezken Aralık ayında İspanya'da yapılacak genel seçimlerin sonuçları bekleniyor. Son anketlerde koalisyon ihtimali ağır basıyor.
- İspanya'nın zengin özerk bölgesi Katalonya
İspanya'nın en zengin özerk bölgelerinden biri olan Katalonya, ülkenin 1 trilyon avronun biraz üzerinde olan gayri safi yurtiçi hasılasının beşte birine yakınını karşılıyor. İspanya'nın ihracatının dörtte biri Katalonya'dan gerçekleştirilirken, turizm gelirlerinde de Katalonya ilk sıralarda yer alıyor.
Katalonya'nın en büyük ekonomik sorunu ise yüksek kamu açığı ve borçlanma ile yüzde 19'u aşan işsizlik. 17 özerk yönetimden oluşan İspanya'nın yıllık milli gelirinin yüzde 19'u Katalonya'dan gelirken, kişi başına düşen milli gelirde Madrid (31 bin avro), Bask (29 bin 683 avro), Navarra (28 bin 124 avro) özerk bölgelerinden sonra Katalonya 26 bin 683 avro ile dördüncü sırada yer alıyor.
KATALONYA'YI DİNLEMEYE HAZIRIM
İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, Katalonya özerk yönetimindeki seçimlerin sonucuyla ilgili yaptığı değerlendirmede "Ulusal egemenliğe, yasalara, İspanyolların eşitlik ve özgürlük haklarına karşı olmadığı sürece Katalonya'yı dinlemeye hazırım" dedi.
Bağımsızlık yanlısı siyasi ittifak "Junts pel Si"nin kazandığı seçim sonrası başbakanlık konutu Moncloa'da basına açıklamalarda bulunan Rajoy, İspanyol hükümetinin Katalonya krizi karşısında izlediği genel tavrı korudu.
Rajoy, Katalonya'da yapılan seçimlerin "bazılarının gördüğü gibi plebisit değil, İspanyol Anayasası ve Katalonya statüsü gereği özerk yönetim seçimleri olduğunu" söyledi.
Katalonya'da ayrımcılık isteyen siyasi partilerin aldığı toplam oy oranının yüzde 47 olmasından dolayı "sandıktan bekledikleri desteği alamamışlardır" yorumunu yapan Rajoy, bağımsızlık yanlılarının "hiçbir yasal dayanaklarının olmadığını" savundu.
Katalonya'da yeni kurulacak özerk yönetim hükümetine "Katalonya'nın bir kısmı için değil genelinin ihtiyaçlarına karar vermek, Katalonya'nın sosyal ve ekonomik refahı için çalışmak gerekir. Katalonya'da son yıllarda meydana gelen kırılmaların aşılması lazım" çağrısında bulundu.
Katalonya'nın çok çoğulcu bir siyasi yapıya sahip olduğunu ve bunun seçim sonuçlarında da çıktığını vurgulayan İspanya Başbakanı, Katalonya'daki yeni hükümetin "kurumlara bağlı, yasalar içinde olan yapıcı diyalog kurması gerektiğini" savundu. Rajoy, diyaloğun herkes için sağlıklı olacağını gerek Katalonya'daki özerk yönetim gerekse İspanya'daki muhalefet partileri ile diyaloğa hep açık olduğunu ancak hiçbir zaman yasaları dışlayan, ulusal egemenliğe karşı olan bir diyaloğa girmeyeceklerini yineledi.
Rajoy, Katalonya'daki seçimlerin sonuçlarını, Genel Başkanı olduğu Halk Partisi'nin ulusal yönetim kurulunda da bu akşam analiz edeceklerini söyledi.
Öte yandan İspanya'da muhalefette olan Sosyalist İşçi Partisi'nin (PSOE) lideri Pedro Sanchez'de ise yaptığı değerlendirmede, Katalonya Başkanı Artur Mas'ın "ayrımcılık politikasının iflas ettiğini kabul etmesi gerektiğini" söyledi.
Sanchez, Katalonya'da vatandaşların çoğunluğunun bağımsızlığa karşı oy kullandığını belirterek, seçimleri kazanan ancak yeterli çoğunluğu elde edemeyen Junts pel Si'nin koalisyon kuracağı tek siyasi parti olarak gözüken Halk Partisi Adaylığı (CUP) partisine de uyarıda bulunan Sanchez, "Sistem karşıtı olan, yasallığı kabul etmeyen, Katalonya'yı AB ve Avro dışında tutmak isteyen bir partiyi iktidar ortağı yapmak isteyenler bunun sorumluluğunu üzerine alırlar" dedi.
BAĞIMSIZLIK YOL HARİTASINI UYGULAYACAĞIZ
İspanya'nın doğusundaki Katalonya'da özerk yönetim parlamentosu seçimini kazanan "Junts pel Si"nin (Evet İçin Birlik) bloku liderleri, bağımsızlık sürecinde vaat ettikleri yol haritasını hayata geçirmek için tüm meşruluğa sahip olduklarını savundu.
Seçim sonuçlarını değerlendiren "Junts pel Si"nin adayı Raül Romeva, Katalonya başkanı ve Katalonya Demokratik Yönelimi (CDC) lideri Artur Mas ve Katalonya Cumhuriyetçi Solu (ERC) lideri Oriol Junqueras, 135 sandalyeli Katalan parlamentosunda 62 milletvekili çıkartmalarının "bağımsızlığa evet'in açık bir şekilde kazanması" olarak niteledi.
"Yol haritamızı uygulayacağız" diyen Romeva, buna rağmen "Katalonya'da gelecek 18 ayın sonunda bağımsızlık ilan edilmesi" vaatlerini gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği yönündeki soruları cevapsız bıraktı.
Romeva ayrıca "Katalonya'yı yönetmek ve yol haritamızı uygulamak için açık bir yetki aldık. Bunu müzakere ve diyalog ederek yapacağız. Katalonya'yı referanduma (bağımsızlıkla ilgili) götürmek istiyoruz. Ama İspanya'dan ve Avrupa'dan gelecek cevapları beklemek gerekecek" dedi.
Romeva, Katalonya'da iktidara gelebilmeleri için koalisyon kurabilecekleri veya dış destek alabilecekleri tek siyasi parti olan, 10 milletvekiline sahip Halk Adaylığı Birliği (CUP) partisiyle en kısa zamanda görüşmelere başlayacaklarını söyledi.
Bu arada Junts pel Si ile CUP arasında yapılacak görüşmeler öncesinde ortaya çıkan en temel sorun ise Artur Mas'ın Katalonya özerk yönetim başkanı olarak devam edip etmeyeceği konusu.
"Junts pel Si" ittifakını kuran iki siyasi parti, anlaşma şartları arasında bulunan Artur Mas'ın yeniden Katalonya özerk yönetim başkanı adayı olarak gösterilmesi hususunda bir değişiklik olmadığı Raül Romeva tarafından açıkça dile getirilirken, CUP tarafından yapılan açıklamalarda, Artur Mas'a olası bir Katalonya özerk yönetim başkanlığı için destek verilmeyeceği bildirildi.
CUP adına basın toplantısı düzenleyen liste başı adayı Antonio Banos ve ikinci sıra adayı Anna Gabriel, "Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Bağımsızlık süreci bir kişiye ait değildir. Yolsuzluklara adı karışan ve kemer sıkma politikaları uygulayan hiç kimseye görev vermeyeceğiz" diyerek, Artur Mas'ın yeniden Katalonya özerk başkanı olmasına karşı çıkacaklarını ima etti.
CUP temsilcileri ayrıca, Katalonya'daki seçimlere "plebisit seçim olarak bakıldığında bağımsızlığın yüzde 50'ye ulaşamamasından dolayı tek taraflı bağımsızlık ilanından vazgeçmek gerektiğini" de söyledi.
Buna rağmen, "Katalonya'nın çoğunluğunun radikal bir değişim istediğini ve bunu sandıkta gösterdiklerini" savunan Banos ve Gabriel, "İspanya'dan ayrılmak ve kapitalist sistemi yıkmak için çalışmaya devam edeceğiz. Hedeflerimizde hiçbir değişim yok" diye konuştu.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN