Obama da isyan etti

ABD'nin başkenti Washington'a bir saat mesafedeki Baltimore'da patlak veren siyahi isyanda, Amerikan kartel medyasının "Gezici refleksleri"ne yönelik öfke büyüyor. Sessiz ve barışçıl gösteri yapan protestocuları "anarşistler" diye sunan ve polisin daha fazla şiddet kullanması yönünde yayın yapan CNN ve FOX TV gibi medya organlarına isyan eden protestoculara ABD Başkanı Barack Obama da katıldı. Obama, Baltimore'daki şiddet olaylarının haklı gerekçesinin olmadığını söylese de barışçıl protesto gösterilerine haberlerinde yer vermeyerek siyahilerin meşru endişelerini gölgeleyen Amerikan medyasını suçladı.

TV'LERE SERT ELEŞTİRİ

"Yanan bir bina televizyonda defalarca gösterilirken, doğru olanı yapan binlerce protestocunun ise arada kaybolduğunu düşünüyorum" ifadesini kullanan ABD Başkanı Obama, bir soru üzerine, Freddie Gray'in ailesinin anlaşılır biçimde cevaplar istediğini, Adalet Bakanlığı'nın Gray'in ölümüyle ilgili soruşturma başlattığını ve bu süreçte tam şeffaflık ve hesap verebilirliğin olması gerektiğini kaydetti.

'SARIŞIN'IN ÇITI ÇIKMADI

Gezi olaylarında Türk polisini eleştiren ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Marie Harf, Baltimore'da ABD polisinin sert tutumuna karşı sessiz kaldı. Baltimore'da çıkan olaylarda polis, eylemcilere yönelik sert bir tutum sergilemişti. Harf, Türkiye'deki Gezi olayları sırasında gözaltına alınan CNN muhabirinin yaptığı haberleri savunmuş, Türkiye'de ise polisin eylemcilere yönelik tutumunu sert bir dille eleştirmişti.

Felaket mi gerekiyor!

Baltimore göstericileri, barışçıl protesto gösterilerine haberlerinde yer vermeyen Amerikan medyasını eleştirdi. MSNBC programcısı Thomas Roberts'ın konuştuğu Danielle adlı gösterici "haftanın altı günü barışçıl gösteri yapmamıza rağmen kameralar ve haber merkezlerine ait helikopterler yoktu. İsyan yoktu ve bizi kimse duymuyordu. Şimdi de binaları yaktık, işletmeleri ateşe verdik, yağma yaptık ve birden herkes bizi duymaya başladı. Amerika'nın feryadımızı duyması için niçin illa felaket yaşanması gerekiyor? Polisin elinde çok canlar kaybettik. Yeter artık" ifadelerini kullandı.

Yasağı deldiler

Baltimore'da 2 binden fazla Ulusal Muhafız ile 1000 polis de olayları kontrol altına almak ve yasağa uyulup uyulmadığını denetlemek için devriye görevi yapıyor. Önceki gece 200 civarında gösterici, sivil itaatsizlik göstererek yasağa uymayı reddetti. Bir müddet bekleyen polis, ardından biber gazı fırlatarak grubu dağıtmaya çalıştı. Protestocuların bazıları biber gazı kapsüllerini polise geri atarken, plastik ve cam şişelerle de karşılık verdi. Polis göstericileri kısa sürede olaylar büyümeden dağıttı.

Demokrasinin adı kaldı

ABD'de Princeton Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada, ABD'nin artık bir demokrasi olduğunun söylenemeyeceği kaydedildi. Bulgular, ülkede siyasi kararların sıradan vatandaşların ihtiyaçlarından ziyade dar seçkinlerin çıkarlarına hizmet etmesine dayandırıldı. Araştırmada, ekonomik seçkinler ve örgütlü çıkar gruplarının ABD yönetiminin politikaları üzerinde büyük etkiye sahip olduğu, sıradan vatandaşların ise yasama üzerindeki etkisinin ya çok az ya da hiç olmadığı ifade edildi.

CNN'den 'kirli' Lewis harekatı

ABD'de Baltimore şehrindeki olayları çarpıtarak aktaran ABD medyası önceki gün eylem meydanından oğlunu alan Toya Graham adlı siyahi bir kadını simge haline getirirken dün de göstericilere evlerine dönmeleri çağrısı yapan Amerikan futbol yıldızı Ray Lewis'in görüntülerini paylaştı. CNN kanalında yayınlanan görüntülerde Lewis "Baltimore, sokaklardan çekilin. Çocuklar eve dönün. Dışarı çıkmayın. Bu şehre bunu yapmaya hakkınız yok" diyor.

Bir siyahi daha vuruldu

Baltimore'da bir siyahi gencin öldürülmesinin ardından olaylar Ferguson'a sıçradı, bir gösterici polis tarafından bacağından vuruldu. Siyahi genç Michael Brown'un geçtiğimiz Ağustos'ta polis tarafından öldürüldüğü bölge haftalarca süren protesto gösterilerine sahne olmuştu. Los Angeles'taki destek gösterilerinde polis, döviz taşıyan barışçıl göstericilere bile göz açtırmadı. YENİ ŞAFAK