10 dakikada 3 yalan söylüyoruz
Araştırmalara göre, bir kişi eğer isterse 10 dakikada üç yalan söyleyebiliyor. Dünyada bir ekol olan Psikiyatri Profesörü Paul Ekman'ın tedrisatından geçenlerse bu yalanları 10 dakika içinde anlayabilme yeteneğine sahip
BU KİŞİLERE YALAN SÖYLERKEN DİKKAT!
Eğitimden geçen isimler hayatlarındaki değişimleri şöyle anlatıyor;
Seyhan Karasu/ İşe Alım Müdürü:
İşim işe alım olduğu için, adayların bize verdikleri bilgileri doğrulama açısından destek oluyor. İnsanlar yetkinlikler konusunda abartılı ifadeler kullanabiliyor, olmayan bir yetkinliğini varmış gibi sunabiliyor, eski işlerinde aldıkları ücret konusunda yalan söyleyebiliyor. Bu noktada eğitim sayesinde doğruya ulaşmak daha kolay oluyor.
Ebru Güngör/ İş Geliştirme Müdürü:
Büyük firmalarla bazı ortaklıklar, anlaşmalar, pazarlıklar, uzlaşmalar yapıyorum. Bu yöntem orada inanılmaz işe yaradı. Kritik bir toplantıda izlemede kalmayı tercih ediyorum. Mikro mimikleri yakalamak için bu şart! Kırılma noktasında doğru soruyu sorarak karşınızdakini çözümleyebilirsiniz. Mesela büyük bir anlaşma için karşı taraf 100 TL önerdi, ama bu yöntem sayesinde 20 TL'ye aldım.
Profesyonel poker oyuncusu:
Poker oyunculuğunda rakiplerin blöf yapıp yapmadıklarını anlamak çok önemlidir. Tecrübe ile rakiplerinizle ilgili önsezileriniz oluşur ancak her zaman risk çok büyüktür. Bu eğitim özellikle mikro mimikleri okumayı öğreneceğim için ilgimi çekti. Burada sözü edilen insanın tamamen bilinçsizce ve neredeyse yüzde 100 yaptığı küçük istemsiz kas hareketleriydi ve poker sırasında heyecan, stres, endişe, umut, sevinç pek çok duygu yaşarsınız. Bunları yaşayan rakibimi okuyabilme fikri beni cezbetti.
Sakın inanma!
Anlatılan şeyler gerçekten anlatan kişi tarafından yaşanmış olabilir mi? Yani hikaye ile anlatan kişi birbirine tutarlı mı? Zaman zaman başkasının yaşadığı bir hikayeyi kendi yaşamış gibi de anlatabilir kişi. Sesinin tonundaki tutarlılık da önemli işaretlerden biri olabilir. Yalan söylerken sesimiz birkaç ton alçalabilir örneğin.
Diyelim ki eşiniz çayını karıştırırken "Aşkım beni hiç aldattın mı?" diye sordunuz... Karıştırma işlemi kesintiye uğradıysa. "Hayır" cevabı tak diye gelmediyse. "Hayır" cevabı yerine duyduğundan emin olmanıza rağmen "Ne dedin aşkım?" ya da "Kim görmüş?" gibi sorular geliyorsa eyvah eyvah...
Yalan hikaye, yaşanmadığı için ayrıntı da barındırmaz ya da verilen ayrıntılar kurgudan ibarettir. Bir trenin vagonları gibi sistemli biçimde tık tık tık akar... Karmaşa yoktur, son derece düzenli, özenli, sıralıdır çünkü açık vermemek üzere üzerinde çok çalışılmıştır...
Genellikle söyleyenin zaman kazanmak için soruları tekrar etmesi yaygın bir uygulamadır. Yani, dikkat az ilerde bir yalan sızıntısı olabilir...
İçin rahat olsun inanabilirsin
Doğru hikaye içeriğinde zaman, yer bilgileri de barındırır hatta detay içerir; "Günlerden 2 temmuzdu, iyi hatırlıyorum çünkü o gün aynı zamanda 10. evlilik yıldönümümüzdü" gibi...
Doğru hikaye içindeki kişiler arasında etkileşimleri de barındırır, "Git dedim, gitmedi" gibi.
Anlatılanlar esnasında, aniden çalan kapı, telefon, odaya giren biri, yere düşen bir cisim, ayağı takılan bir insan gibi anlık gelişen bir olaydan bahsediliyorsa dinlediklerinize güvenebilirsiniz...
Anlatan kişi ayrıntı verdiyse üstelik bu "Fırtına koptu ve arka balkon camı tuzla buz" gibi olağandışı ise o zaman doğruluğa yakın sulardayız...
Kişi konuya kendi duygularını katıyorsa "Üzüldüm, "Şaşırdım", "Mutluluktan deliye döndüm" gibi, bu güvenirliliğe işaret edebilir.
Anlatırken "Üzerimde o gün beyaz gömlek, yok yok afedersin pembe gömlek vardı" gibi anlık düzeltmeler güvenilirlik işaretleri olarak algılanır.
"Hatırlamıyorum" ifadesi hem doğru hem de yalan ifade de geçer. Burada dikkate alınacak olan bu cevabın ne kadar hızlı geldiğidir.
SABAH